1 Mart 2015 Pazar

Şairane bir başyapıt: "Gök Nerede"

Fotoğraf: Aytekin Yalçın
Müziğin seyrini değiştiren insanların yapıtlarına kendisiyle aynı dönemde şahit olmak büyük keyif. Ciddi bir heyecan ve merak barındıran bekleme süreci, daha sonra yapıtla karşılaşma ve ona dair kişisel kanılara varma.. Yalnızca iki albümle alternatif popu farklı bir boyuta taşıyan, sağlamlaştırdığı bu yeni yolda yıldızlaşan ve her yaptığı işi merakla bekleten bir isim Mabel Matiz. Özellikle ikinci albümü Yaşım Çocuk ile hem ilk albümünde yarattığı kitleyi doyurmuş, hem de çok daha büyük bir kitleyi müziğiyle kesiştirmeyi başarmıştı. Yaşım Çocuk, şüphesiz ki geçtiğimiz on sene içinde müziğimizin başına gelen en güzel şeylerden biriydi ve bu sebeple Mabel'in üçüncü albümünü beklemek çok daha heyecanlı bir hâl almıştı. Yaptığı müziği en başından itibaren takip eden biri olarak albümün i-Tunes'da yayınlanmasını takiben biraz tedirgince satın alıp dinlemeye başladım "Gök Nerede"yi. Şarkıları dinledikten hemen sonra albümle ilgili bir yazı kaleme istedim ancak böyle bir yazı yazmadan önce şarkıların tamamına hakim olmanın çok daha doğru olacağını düşündüm. 

Albümün ilk teklisi "Gel" albüm yayınlanmadan bir gün önce çeşitli mecralarda duyurulmuş ve şarkıyı dinleme imkânı sunulmuştu. Şarkıyı dinler dinlemez önceki albümün çıkış teklisi Zor Değil ile istemsiz bir kıyas isteği duydum ve "Gök Nerede"nin "Yaşım Çocuk" keskinliğinden uzak bir albüm olduğunu düşündüm. Şarkı bana Sezen Aksu'yu hatırlattı ama bu Yıllar Saçlarına'daki gibi bir durum değil elbette, sanki bir Sezen Aksu şarkısı dinliyormuş gibi oldum. Hâlâ aynı duygular içinde dinlediğim şarkı -diğer şarkıları da dinledikten sonra anlıyorum ki- çıkış için çok doğru bir seçim ve muazzam bir çalışma. Şarkı şimdiden hit olmuş durumda. Açılış şarkısı Tuzla Buz ruhen önceki albümün açılış şarkısı Krallar'ı hatırlatır gibi ve en az onun kadar dolu, güzel bir şarkı. Albümdeki şarkıların aranjmanları beklendiği üzere Can Güngör tarafından yapıldı ve dinledikçe kavrayacaksınız önceki albümü çokça aşan bir sound söz konusu. Mabel'in Kars'ta yazdığı Sarışın albümün en başarılı çalışmalarından biri ve şarkıya muhakkak klip geleceğini düşünüyorum.

"Gök Nerede"nin şarkı olarak tek coverı Nazan Öncel'in kariyerinde epey büyük önem taşıyan, ilk büyük albümüne de ismini veren Bir Hadise Var. Şarkıyı Nazan Öncel'den dinlemeye alışkın olan kesim bu coverı beğeniyle karşılayacaktır bana göre çünkü Nazan Öncel şarkılarını Mabel'den dinlemeye alışkınız ve Mabel cover konusunda oldukça başarılı. Başka bir şarkıcıya kendi şarkısını emanet ettiğinde şarkının her sürecinde bulunmasıyla bilinen Nazan Öncel de Mabel'in bu yorumunu oldukça beğenmiş durumda. Bunun dışında bir de adaptasyon var: Vals. Evgeny Grinko'nun en ünlü bestesinde Mabel'in sözleri ve yorumunu duymak değişik bir deneyim. Üstelik şarkının piyano kayıtlarını da besteci yapmışken! Rock and roll ruhunu yaşatan Atlar Yoruldu, şarkıları dinledikten hemen sonra albüm içinde şahsi favorim hâline geldi. Sözler, ahenk ve müzik şahane. Bir diğer favorim ise bu şarkıdan hemen sonra çalmaya başlayan Fena Halde Bela. Fena Halde Bela'nın introsunu duyunca "Ben bu müziği bir yerden hatırlıyorum" diyenlere şarkının Barış Manço - Ahmet Beyin Ceketi eserinden sample içerdiğini de belirteyim. Alaimisema ruhunda olan Fena Halde Bela kesinlikle albümün en başarılı işlerinden. 

Daha önceden bildiğimiz iki şarkının albümde olacağını sosyal medya üzerinden duyurmuştu Mabel: Dört Duvar ve Geziyorum Dünya İşte. Özellikle Dört Duvar'ı albümdeki aranje ile dinlemek çok güzel. Geziyorum Dünya İşte ise hemen hemen canlı kayıtlarda duyduğumuz altyapıya sahip. Albüme ismini veren Gök Nerede, Kaba Kağıt ve Pullarımı Gömdüğüm Deniz albümün karanlık üç kolu. Kaba Kağıt altyapı olarak Atlar Yoruldu'nun biraz daha koyu hâli ve Mabel'in aranjesine katkıda bulunduğu iki şarkıdan biri. Diğeri ise Ahu. Nakaratında Göksel'in back vokallerini de duyduğumuz Ahu'yu bir balad olarak beklesem de çok kolay sevip, alıştım. Mabel'in de söylediği gibi doksanlar ruhunu yansıtan, başarılı bir çalışma olmuş. Ah Bu Sefer, Yarım Kalan Şarkı ve son olarak Denize Doğru bize gösteriyor ki Mabel ve Göksel hem söz, hem de ses olarak müzik piyasasında birbirine en çok yakışan ikili. Bütün şarkılardan bahsetme isteğimle birlikte, Adını Sen Koy'u en sona sakladım çünkü albümü sindirdiğim şu günlerde taze favorim kendisi. Giriş müziğiyle Sahilde Bir Sarhoş'u hatırlatan ama karakter olarak ondan çok farklı bir şarkı olan Adını Sen Koy, sözleri ve müziğiyle uzaklara götüren naif bir şarkı ve umarak söylüyorum ki zamanla albümde sıyrılan teklilerden birine dönüşecektir.

Sonuç olarak albümü dinlemeden önceki kaygımın yersiz olduğuna sevindim. Yaşım Çocuk'tan farklı yerde duran, en az onun kadar başarılı hatta sound olarak onu da aşan bir albüm var elimizde. Şarkılardaki her kelam bize anlatıyor ki upuzun, yorucu ve emek dolu bir süreçten geçmiş albüm. Mabel'in albümün sürecini paylaştığı blog da bunun delili! Artık şundan emin olabiliriz: Mabel Matiz müziğimizin içinde bulunduğu dönemin en büyük ozanlarından biri, albümlerinde yer alan her şarkıya aynı derecede önem veren değerli bir müzisyen ve Gök Nerede şairane bir başyapıt!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder