15 Ekim 2011 Cumartesi

" Altın Portakal " Sosyal Mesaj Festivali



48. Antalya Altın Portakal Film Festivali dün akşam verilen ödüller ile son buldu. Tören oldukça sönük bir tören olarak yer buldu hafızamda. Kadın temalı, kadın bir jürinin yer aldığı festivalin daha dikkat çekici olacağını düşünmüştüm doğrusu..
Öncelikle jüri konusuna girmek istiyorum. Bergüzar Korel'e böyle bir jüride yer vermek kimin aklına geldi ?
Doğru düzgün bir sinema tecrübesi olmayan böyle bir ismin yer aldığı jüriden  bu tarz bir ödül almak kimi tatmin eder ?
Konu Bergüzar Korel'i sevip sevmemek değil. Ancak şüphesiz ki böyle bir jüri için oldukça gereksiz bir isim.
Şevval Sam. İdeal bir isim değil ancak çok kötü de sayılmaz.
Eğer festival ortaya bir kadın teması sunuyor ise bu ülkenin en kadın oyuncuları; Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın nerede ?
Müjde Ar jüri başkanlığı için elbette ki doğru seçim ancak eğer bir kadın jürisi oluşturuluyorsa diğer üyelerin de titizlik ile seçilmesi gerekirdi.
Türk sinemasına damga vuran bu dört kadından herhangi birisinin böyle bir jüride yer almaması tuhaf.
Şevval Sam ya da Bergüzar Korel yerine sinemada kendini ispatlamış Nurgül Yeşilçay ya da Özgü Namal daha doğru durmaz mıydı ?
Her sene bir sonraki sene için affediliyor hatalar. Fakat hatalar düzelmiyor ve festival ne yazık ki geliştirmiyor kendini.
Doğrusu bu yıl (geçen yıllarda da olduğu gibi) Altın Koza jürisi ve verilen ödüller heyecanlandırdı beni.
Eğer önemli olan heykel değil heykeli veren jürinin takdiri ise bu Altın Koza'yı ya da x bir festivali daha anlamlı kılmaz mı ?
***
Sunucu olarak Ufuk Özkan'ı görmeyi yadırgadım bir müddet. Ancak daha sonra hakim sunumu ile ezdi ön yargımı.
Festivalde beni en çok rahatsız eden şey mesaj verme kaygısı oldu. Elbette ki her daim ulaştırılmalı düşünceler diğer insanlara. Sosyal meselelere dikkat çekilmeli elbette ki ancak bunu bir show haline getirmek de olmuyor.
Neticede herkesin orada toplanış amacı sinema. Daha da ötesi sanat.
Yani her ödül alan kişinin ağzındaki politik düşünce sakızı ile yoğrulmuş mesaj artık kirletiyor festivalleri.
Dünyada da pek rastlanan bir durum değil bu. Ödül alanların ağzından pek nadir duyuldu festival, film ya da heyecan sözcükleri.
Bu konulardaki düşüncelerini daha başka yerlere taşısa mesela insanlar daha doğru olmaz mı ?
Festivalde pek fazla tanınmış yönetmen yoktu ve buna bağlı olarak yıldız bir cast yer almadı filmlerde.
En çok sevindiğim ödüller Tilbe Saran, Nesrin Cavadzade, Erdal Beşikçioğlu,Devin Özgür Çınar'a verilen ödüller oldu.
Ümit Ünal'ın "Nar"ına daha çok ödül bekliyordum olmadı. Sağlık olsun.
Sevmedim bu sene portakalı ben. Soğuktu çok. Değişikti ve güzel değildi.
Filmler hariç tabi ki.
O sürekli mesaj vermek isteyen dudakların yerine ben söylüyorum kilit cümleyi ;
Sinemamız bizim gurur kaynağımız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder