Amerika'nın güney eyaletlerinden Mississippi'de geçen hikayede The Help, zamanın neleri değiştirdiğini çarpıcı örnekleriyle sunuyor bize. Film, temel olarak siyahi hizmetçilerin yaşadığı zorlukları anlatıyor ancak filmin içinde barınan küçük hikayeler asıl zenginliği oluşturuyor.
Bu hikayelerden biri; Jackson'lı beyaz kızlar ve yaşattıkları! Jackson'lı kızların en büyük emeli; ergenlikten kurtulur kurtulmaz evlenip, çocuk sahibi olmak ve briç partileri vermek. En büyük zevkleri ise banliyölerine siyahi bir hizmetçi alıp, ondan her şekilde yararlanıp bir de üstüne sınır tanımadan aşağılamak.
Amerika'nın ırkçı tutumunu oldukça farklı yönlerden ele alan film hikayenin sadece dram yönünü ele almak yerine yer yer komedi ögelerine ağırlık veriyor. Öyle ki bazı sahnelerde komedi filmindeymiş gibi uzunca kahkahalar atabiliyorsunuz! (Bkz; çikolatalı turta sahnesi..)
Kathryn Stockett'in aynı adlı romanından uyarlanan filmin senaryosu her ne kadar uzun olsa da, oldukça sürükleyici ve sıkılabileceğiniz tek bir an bile yok. Bunu sağlayan şey ise şüphesiz küçük hikayelerin zenginliği zira kitaptan senaryoya uyarlanırken bu hikayeler çok iyi değerlendirilmiş.
Filmin şüphesiz en çarpıcı kısmı; oyunculuklar. Filmde yer alan isimler gerçek anlamda bir oyunculuk şöleni sunuyorlar ve bu anlamda son yılların en iyi filmlerinden.
The Help denince akla gelen ilk performans şüphesiz Viola Davis'e ait. Çocuğunu kaybetmiş ve hayatı beyaz çocuklara bakmakla geçen yalnız kadın Aibileen'i kusursuz bir şekilde canlandırmış oyuncu. Çoğu zaman naif, yer yer patlama noktaları olan karakter oyuncuya ikinci Oscar adaylığını kazandırmış olsa da ödülü Meryl Streep aldı. Meryl Streep her ne kadar kategorideki en güçlü isimlerden biri olsa da filmi izledikten sonra anlıyorum ki ödül Viola Davis'e daha çok yakışacaktı!
Bugüne dek canlandırdığı karakterler ile pek dikkatimi çekmemiş olan Emma Stone bu filmde şüphesiz kariyerindeki en iyi oyunculuk performansını sergiliyor. Skeeter karakteri ile sağladığı uyumun yanında, oyunculuk hünerleriyle de kendini belli ediyor.
Octavia Spencer filmin tüm mizahını kendine saklayan yer yer hınzır karakteri Minny karakteri ile muhteşem bir performans sergiliyor ve sonucunda yardımcı kadın oyuncu kategorisinde Oscar, Golden Globe, BAFTA ne varsa topluyor.
Bryce Dallas Howard, canlandırdığı Hilly'den öyle bir nefret ettiriyor ki film boyunca; Minny'nin ona verdiği cezayı takdir ediyorsunuz! Bu aynı zamanda oyuncunun ne kadar başarılı bir portre çizdiğinin göstergesi tabi.
Son dönemde en çok dikkatimi çeken oyunculardan biri olan Jessica Chastain ise ekipe uyum sağlayarak muhteşem bir performans ile çıkıyor karşımıza. Sıra dışı Celia karakteri ile o da Oscar adaylığı kazanıyor ancak kazanan Octavia Spencer oluyor.
Film son dönem izlediğim filmler arasında hafızamda en çok yer edinenler arasında. Başarılı senaryo ve muhteşem oyunculuklar eşliğinde tekrar tekrar izleyebileceğimiz film. Bir de çok büyük bir tezatı başarılı bir şekilde barındırıyor. Kimi zaman izleyiciyi hıçkırıklarla ağlama noktasına getiriyor, kimi zaman da durduramayacağınız kahkahalara sebep oluyor. Türkiye'de çok az salonda gösterime girse de mutlaka izlenmesi gereken bir film.
IMDB: 8.0 / ŞAHSİ PUAN: 8.3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder