Sevgi Şenkal.. Yaklaşık üç yıldır hayatımda olan çılgın
insan! Tesadüflerin doğurduğu bir tanışma aşamasından sonra birbirimizde
sevdiğimiz çok şey bulmuş olmalıyız ki birbirimizle konuşmadığımız ve
yaşadıklarımızı danışmadığımız bir günümüz bile yok. Karakter olarak zıttız
evet! Benim kara dediğime o ak der, onun sevmediği şeye ben taparım belki ama
tuhaf bir şekilde karşı koyulamaz bir çekim var aramızda. Karşıtlığın buluşması
ya da çekiciliği? Çok mümkün! Ne olursa olsun onu çok seviyorum ve hayatımın
sonuna dek birbirimize bağlı olacağımızı umuyorum. Hal böyle olurken sık sık
müzik konuştuğumuz ve tartıştığımız bu keyifli kişilikle “müzik” üzerine bir
söyleşi yapmak istedim. Onun da kabul etmesiyle ortaya bu keyifli yazı çıktı..
Bir çok insan müziğe olan tutkusu ile anılmak ya da elinden
geldiğince duyurmak ister. Senin durumun biraz daha farklı. Yakın şahit olduğum
için görebildiğim kadarıyla sen daha derin dalmışsın bu dünyaya. Belli bir
noktaya tabii.. Hayatını müzikle mi tanımlamak istersin yoksa aslında müziğin
içinde aradığın şey hayatın mı?
Müzikal kalitesini bünyesinde taşıyan her çalışmayı
sevebilecek yapıda mısın yoksa beyninde, düşüncelerince elediğin ve güzel
müzikler yapmalarına rağmen mesafeli durduğun insanlar var mı?
Herkesin olduğu gibi benim de seçimlerim var elbette
ki.. Keyif aldığım, vazgeçemediğim ve
vazgeçemeyeceğim isimler var. Bu müzisyenlerin her yaptıklarını tutkuyla takip
eder ve saklarım. Ama bana göre çok kötü olan bir şeyi de dinlerim yeri gelince
ki bir fikrim olabilsin. En azından elimdekilerin değerini daha iyi bileyim
diye..
Peki ya önyargı?
Evet önyargılıyım hatta biraz tutucuyumdur müzik konusunda.
Her şeyi dinlerim yeri geldiğinde ama ilk
dinleyişte sevmediysem, dinliyor gibi
yaparım sadece.
Daha açık görüşlü olmak ister miydin yoksa müzik zaten bir
tercih meselesiyse halimden memnunum mu diyorsun?
İstemezdim herhalde açık görüşlü olmak. Çünkü o zaman bu
kadar değerli gelmezdi dinlediklerim. Müzik tercih edilen bir şey mi bilmiyorum, ben hiç tercih etmedim. Hayata nereden baktığınla alakalı orası kesin!
Sana değerli gelenlerden bahsedelim o zaman biraz da..
Kim bu tutkuyla bağlı olduğun müzisyenler?
Rock'n Roll ve Blues iyidir bence.. İsim
verip ayırmayalım şimdi.
Janis Joplin'e olan hayranlığını biliyorum ama.. Buna da mı
değinmeyeceksin?
Hayatımın yalnızca bir günü Janis gibi şarkı
söyleyebilmeyi çok isterdim. Bu yeterli bence..
Hikayesi olan insanları
daha fazla seviyorsun gibi geliyor bana. İyi bir müziğin yanında düşüncelerinin
de dolu olmasını mı bekliyorsun bir müzisyenden ya da iyi müzik yapabilmek için
bunun şart olduğunu mu düşünüyorsun?
En iyi müzisyenlerin hep
hikayeleri oluyor. Jimi Hendrix, Janis, Jim Morrison, Freddie Mercury, Jeff Buckley, gibi gibi gibi. Bu isimlerin sonlarını düşündükçe olmasın istiyorum bir
hikayesi ya da bir fikri. Olmasın ki derileri sarkana kadar müzik yapsınlar.
Şart değil bir şeyin hikayesinin olması, ama boş adamdan da iyi iş nasıl çıksın
ki?
Bunu tamamen kişisel
röportaj istismarı olarak düşünebilirsin ama benim için çok çok önemli olan bir
ismi soracağım sana, sevdiğini bilerek.. Mabel Matiz?
Ben aşk şarkılarından hiç
hoşlanmam. Mabel bana birini sevdiğimde ona söyleyebileceğim şarkılar hediye
etti. Müziği, şarkı sözlerinin ilk algıda anlaşılmayışı, alışıla gelmiş
cümleleri kullanmadan da bir çok şeyi anlatışı ve tuhaf sesiyle Mabel başka bir
adam. Güzel, seviyoruz..
Sevgi'nin twitter profili: @sevgisenkal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder