Kerem Can ismini duyduğumda aklıma direkt olarak Can geliyor.
Daha önce bir çok oyunda ve filmde rol almanıza rağmen Türk izleyicisi sizi
“Zenne” ile tanıdı. Belki de bunun sebebi oldukça zor bir performansın altından
büyük başarı ile kalkmanızdı. Peki bunun devamı gelecek mi, yani sizi gelecek
dönemde Türkiye odaklı projelerde görme imkanımız olacak mı, “Türkiye’de
oyunculuk yapmak” hayallerinizin neresinde duruyor?
Oyuncu olarak kendimi bir yörük gibi
görüyorum. Projeden projeye farklı ülkelerde çalışmak istiyorum. Türkiye ile
cok güçlü olan duygusal bir bağlantım var. Bu sene Eylül-Ekim gibi tekrar bir
sinema filmi projesi için Türkiye'de olacağım. O bakımdan çok mutluyum.
“Zenne”de kilit nokta sizin oyunculuğunuzdu. Bir şeyler eksik
gitseydi ve siz seyircinin beklediği performansı sergileyemeseydiniz filmin
böyle büyük bir etki yaratabileceğini düşünmüyorum. Bir şeyler hissetmiş
olmalısınız. Can’ın yaşadıkları size bir yerden tutunmuş olmalı.. Can, hali
hazırda zaten zor bir rolken bir de böyle bir sorumluluk size neler
hissettirdi, oyunculukta ters köşe rolleri oynama konusunda neler
düşünüyorsunuz?
Bence "Zenne"'de kilit nokta ekip.
Hepimiz bu projenin ne kadar önemli olduğunun ve sorumluluğun farkındaydık.
Benim hislerime gelince, bütün korkularımı ve üstümde olan ve aslında kendi
kendime yarattığım baskıların Can'ın da hayatına ait olduğunu düşünerek, Can'a
yaklaşmaya çalıştım. Böyle bir projeye dahil edildiğim için kendimi her zaman çok şanslı olarak gördüm ve görüyorum. Ters köşe rolleri oynama konusuna
gelince, bu benim sinemada ilk baş rolümdü. Gelecek için bir şey söylemek çok
erken. Oyuncu olarak "Zenne" çok büyük bir fırsattı. Benim için
mühim faktörler arasında rolün, senaryonun ve projenin benim icin bir anlam
taşıması, hikayenin beni etkilemiş olmasi ve yönetmenin düşünceleri yer alıyor.
Türkiye’de bir erkek oyuncuya eşcinsel rolünü kabullendirmek pek
kolay iş değil. Mafya rolündeki adam polis olunca değişik bir şeyler yaptığını
sanıyor. Bana göre o yılın en iyi oyunculuk performanslarından biriydi, hatta
yalnız erkekler ele alındığında en iyisiydi. Ama festivaller sizi görmek
istemedi, nedenini anlamadığım bir şekilde yok sayıldınız. Bunun sebebi
marjinallik mi sizce?
Sebeplerle ilgili hiç bir fikrim yok açıkcasi.
Önemli olan "Zenne"nin yapilmis, bu hikayenin anlatılmış ve
kamuoyuna sunulmuş olması.
Almanya’da yaşamınızı sürdürüyorsunuz ve buna bağlı olarak
oyunculuğunuz oraya odaklı. Daha önce tiyatro sahnesinde Fatih Akın ile
çalışmıştınız. Doğrusu kendisi benim en sevdiğim yönetmen ve Almanya denince
aklıma gelen ilk isim. Şu sıralar “Aşk, Ölüm ve Şeytan” üçlemesinin son
halkası ile uğraşıyor. Herhangi bir temasınız oldu mu sinema için ya da
özellikle çalışma hayali kurduğunuz bir yönetmen var mı?
Hayır, yeni projesi için hiçbir temasımız olmadı.
Michael Haneke, Alejandro Amenábar, Sam Mendes, Woody Allen.
Gelecekteki Kerem Can’ı tanımlayabilir misiniz? “Muhakkak
sinemada olacaktır ya da müzikle haşır neşir olmaya karar verecektir” gibi kesin
yargılarınız ya da umutlarınız var mı?
Umarım
gelecekte önüme "Zenne" gibi değerli projeler cikar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder