6 Mayıs 2013 Pazartesi

Beş Soru Beş Cevap: "Kerem Can"



Kerem Can ismini duyduğumda aklıma direkt olarak Can geliyor. Daha önce bir çok oyunda ve filmde rol almanıza rağmen Türk izleyicisi sizi “Zenne” ile tanıdı. Belki de bunun sebebi oldukça zor bir performansın altından büyük başarı ile kalkmanızdı. Peki bunun devamı gelecek mi, yani sizi gelecek dönemde Türkiye odaklı projelerde görme imkanımız olacak mı, “Türkiye’de oyunculuk yapmak” hayallerinizin neresinde duruyor?
Oyuncu olarak kendimi bir yörük gibi görüyorum. Projeden projeye farklı ülkelerde çalışmak istiyorum. Türkiye ile cok güçlü olan duygusal bir bağlantım var. Bu sene Eylül-Ekim gibi tekrar bir sinema filmi projesi için Türkiye'de olacağım. O bakımdan çok mutluyum. 

“Zenne”de kilit nokta sizin oyunculuğunuzdu. Bir şeyler eksik gitseydi ve siz seyircinin beklediği performansı sergileyemeseydiniz filmin böyle büyük bir etki yaratabileceğini düşünmüyorum. Bir şeyler hissetmiş olmalısınız. Can’ın yaşadıkları size bir yerden tutunmuş olmalı.. Can, hali hazırda zaten zor bir rolken bir de böyle bir sorumluluk size neler hissettirdi, oyunculukta ters köşe rolleri oynama konusunda neler düşünüyorsunuz? 
Bence "Zenne"'de kilit nokta ekip. Hepimiz bu projenin ne kadar önemli olduğunun ve sorumluluğun farkındaydık. Benim hislerime gelince, bütün korkularımı ve üstümde olan ve aslında kendi kendime yarattığım baskıların Can'ın da hayatına ait olduğunu düşünerek, Can'a yaklaşmaya çalıştım. Böyle bir projeye dahil edildiğim için kendimi her zaman çok şanslı olarak gördüm ve görüyorum. Ters köşe rolleri oynama konusuna gelince, bu benim sinemada ilk baş rolümdü. Gelecek için bir şey söylemek çok erken. Oyuncu olarak "Zenne" çok büyük bir fırsattı. Benim için mühim faktörler arasında rolün, senaryonun ve projenin benim icin bir anlam taşıması, hikayenin beni etkilemiş olmasi ve yönetmenin düşünceleri yer alıyor.

Türkiye’de bir erkek oyuncuya eşcinsel rolünü kabullendirmek pek kolay iş değil. Mafya rolündeki adam polis olunca değişik bir şeyler yaptığını sanıyor. Bana göre o yılın en iyi oyunculuk performanslarından biriydi, hatta yalnız erkekler ele alındığında en iyisiydi. Ama festivaller sizi görmek istemedi, nedenini anlamadığım bir şekilde yok sayıldınız. Bunun sebebi marjinallik mi sizce?
Sebeplerle ilgili hiç bir fikrim yok açıkcasi. Önemli olan "Zenne"nin yapilmis, bu hikayenin anlatılmış ve kamuoyuna sunulmuş olması. 

Almanya’da yaşamınızı sürdürüyorsunuz ve buna bağlı olarak oyunculuğunuz oraya odaklı. Daha önce tiyatro sahnesinde Fatih Akın ile çalışmıştınız. Doğrusu kendisi benim en sevdiğim yönetmen ve Almanya denince aklıma gelen ilk isim. Şu sıralar  “Aşk, Ölüm ve Şeytan” üçlemesinin son halkası ile uğraşıyor. Herhangi bir temasınız oldu mu sinema için ya da özellikle çalışma hayali kurduğunuz bir yönetmen var mı?
Hayır, yeni projesi için hiçbir temasımız olmadı. Michael Haneke, Alejandro Amenábar, Sam Mendes, Woody Allen. 

Gelecekteki Kerem Can’ı tanımlayabilir misiniz? “Muhakkak sinemada olacaktır ya da müzikle haşır neşir olmaya karar verecektir” gibi kesin yargılarınız ya da umutlarınız var mı?
Umarım gelecekte önüme "Zenne" gibi değerli projeler cikar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder