Bu sene az mı yazdım? Onun gibi bir şey.. Başka işlerle
ilgilenmem gerekiyordu evet ama aynı zamanda yazmaya değer her şeyi de
yazdığımı düşünüyorum. Yani bu cümleden “yazılacak şeylerin azlığı” sitemi çıkartılabilir
rahatça!
Arşivde göz gezdirdiğim zaman görüyorum ki bu yıl en çok “müzik”
hakkında yazmışım. İyi de yapmışım doğrusu zira çok iyi şarkılar dinleme
şansına eriştik bu yıl. Bizi uzunca bekleten isimlerin albümlerine kavuştuk bu
sene ve neredeyse hiç biri hayal kırıklığına uğratmadı bizi. Yine böyle bir
albüm; “Deli Bando”. Albümün habercisi “Dünya” yaza doğru yayınlandı ve sanal
ulaşım istatistiklerine bakılırsa Yasemin Mori bir hit çıkardı diyebilirim
gönül rahatlığıyla. Böyle bir derdinin olmadığını da eklemek şartıyla..
Yasemin Mori’ye aşığım! (Direkt olarak dalmak istiyorum
konuya) Sadece müziğine değil yanlış anlaşılmasın, kendisine de aşığım. Albümün
kartonetinde yer alan siyah beyaz Yasemin’e aşığım mesela ya da “Dünya”
klibindeki ıslak saçlarına.. Ama elbette ki onun güzelliğini bir tarafa bırakıp
“Deli Bando”dan bahsetmek üzere koşullayacağım kendimi! Açılış şarkısı “Muşta”
mesela; bu şarkının orijinal düzenlemesine mi yoksa kusursuz sözlerine mi daha
fazla hayran olacağım bilemedim. İkinci şarkı “Gerenimo” ise hiç şüphesiz
favori şarkım, yeni vazgeçilmezim. Sabaha yakın gece vakti kulağımda kulaklıkla
şarkıyı dinlerken bile yerimde duramıyor ve kıpırdanıyorum. Albüme adını veren “Deli
Bando”da dingin cümlelerini hayata taşırıyor şehir ozanı! Demek ki dört sene de
olsa usanmadan beklemek gerekiyormuş diyorum içimden çünkü Yasemin bunu değer
kılıyor. Çünkü bu şekilde döktürmek pek kolay olmuyor.. Şarkının nakarat
çıkışının gotik havasına ise müptelayım. “Dünya”ya gelen ilgiden bahsetmişim
ancak şarkının güzelliğinden bahsetmeyi unutmuşum! Şarkıdan bahsetmişken, görsel
şölen havasındaki klibini anmamak olmaz tabi..
Sadece ben mi böyle hissettim acaba merak ediyorum “Venüste
Uyandım”ın sözleri bana “Aslında Bir Konu Var”ı çağrıştırdı. Var mı acaba
kardeşlik?
“Ustura” Yasemin’in karanlık temalı şarkılarından..
Yapacağını yapıyor yine; bir yandan göklere çıkarırken, bir yandan en derine
indiriyor. Albümün bitiş havasına pek de yakışıyor doğrusu..
Albümle ilgili altını çizmek istediğim birkaç konu var..
Öncelikle Yasemin Mori sesini kullanabileceği her şekilde kullanıyor. Kimi
zaman sabırsızlandırıyor, kimi zaman haykırıyor! Şarkıların düzenlemeleri kusursuz.
Yasemin’in birlikte çalıştığı usta ekipten haberdarken, çıkan sonuç insanın
içini rahatlatıyor. Son olarak bu albüm vasıtası ile “Dokuz Sekiz Müzik” sağlam
bir teşekkürü hak ediyor. Alternatif müziğe katkısı ve saf kalitenin arkasında
duruşu ile. Tıpkı “Hayvanlar” albümünde olduğu gibi hiç sıkılmadan ömür boyu
dinleyebileceğimiz, üstelik dinlemek isteyeceğimiz şarkılar armağan ediyor bize
Yasemin. Onu, şarkılarını ve aykırı sanatını sevmeye devam ediyorum her bir
nefeste!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder