Silver Linings Playbook, uzunca beklediğim ve beklettiğim bir film. Gerek oyuncu kadrosu, gerekse kendinden önce gelen tatminkar yorumları ile merak uyandıran filmin etkisi beni uzun bir süre sonra bir film hakkında yazmaya itti. Silver Linings Playbook temelde iki insan üzerine odaklanıyor; bir erkek ve bir kadın. Bu erkek ve kadın sıradanlıktan epeyce uzak hatta bulundukları çerçeveden kolayca dışlanabilecek kadar marjinal karakterler. Pat, karısının onu aldatması ile çılgına dönen ve bu uğurda çılgınca işlere bulaşan bir tarih öğretmeni. Bu kilit olayla birlikte okuldan uzaklaştırılıp akıl hastanesine yatırılıyor. Yolunda giden terapilerle birlikte Pat’in hastaneden çıkmasıyla aslında esas hikaye başlamış oluyor. Sinirlerine hakim olamayan babası ve annesiyle birlikte yaşamak üzere evine dönen Pat’in amacı hala evli olduğu Nikki ile aralarındaki sorunu düzeltmek ve yeniden mutlu olmak. Hayatının merkezinde böyle bir ütopik düşünceyi barındırırken, yakın bir arkadaşının eşi onu esas kız Tiffany ile tanıştırır. Genç yaşına rağmen sayısız ilişki yaşamış ve evlenmiş olan Tiffany’nin eşi bir kaza sonucu hayatını kaybeder ve o da tıpkı Pat gibi sorunlu bir dönemden geçer. Eski eşine yaklaşması mahkeme kararıyla yasak olan Pat, başlarda Tiffany’den hoşlanmasa da Nikki’ye ulaşabilmenin yolunun ondan geçtiğini kavrayınca arasını Tiffany ile iyi tutmaya başlar. Hikayesi temel olarak bu zeminde ilerleyen filmin oyuncu kadrosunda Jennifer Lawrence, Bradley Cooper, Robert De Niro, Jacki Weaver gibi yıldızlaşmış isimler var. Senaryo baştan sona teklemeden sürüyor. Hatta filmin sonuna dek sanki filmin en heyecanlı anını yaşıyormuşuz havası hakim. Müzikler, kurgu, sinematografi başarılı ancak filmin esasa yükselen değeri senaryo ile birlikte oyunculuklar.
Jennifer
Lawrence, filmdeki performansı ile bütün bir yıl hemen hemen bütün ödül
töreninden “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı. Golden Globe ve SAG gibi büyük
ödüller tarafından onurlandırılan oyuncunun Oscar yarışında kategorideki her
oyuncudan bir adım önde olduğu aşikar. Jennifer Lawrence “Winter's Bone”dan
beri sevdiğim ve takip ettiğim bir oyuncu. Geçen sene onu genç nesillerce
idolleştiren “Hunger Games” etkisi ile kariyerini alt üst etmediğini görmek
sevindirici. Filmin birkaç noktasında oyunculuğu bana fazla abartılı ve
yapmacık geldiyse de bir bütün olarak değerlendirildiğinde Jennifer Lawrence
kendi kuşağının tartışmasız en iyi kadın oyuncusu. Bradley Cooper bugüne dek
hep sinema yazarları tarafından “ikinci sınıf” filmler olarak nitelendirilen
projelerle karşımıza çıktı ve oyunculuğuna dair iştah kabartan bir performansa
rastladığımız olmadı. Bu göz önüne alındığında film boyunca çok çok iyi bir “Pat”
portresi çizdiğini söylemek mümkün. Özellikle karakterin uç noktalara kaydığı
sahnelerde çok iyi performanslar sunmuş. Jacki Weaver olayların dışında kalan
silik bir karakteri canlandırsa da (en azından ana üçlüye göre) çok iyi bir
oyunculuk sergilemiş. Filmin oyunculuk performansı açısından yıldız ismi
Jennifer Lawrence belki ama Robert De Niro üzerinde taşıdığı ustalık ile bir
kez daha hayran bırakıyor kendine. “Yılın en iyi filmi” yaftasının en çok
kullanıldığı proje kesinlikle yılın en iyilerinden ve yıllar boyu hatırlanıp,
keyifle izlenecek bir iş. Filmin 8 dalda Oscar adayı olduğunu ve “En İyi Kadın
Oyuncu”, “En İyi Film”, “En İyi Uyarlama Senaryo” kategorilerinde öne çıktığını hatırlatmakta
fayda var. Hala izlememiş olanlar için Silver Linings Playbook mükemmel
bir film olarak izlenmeyi bekliyor ve hak ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder